28 Mayıs 2012 Pazartesi

Yavuz Sultan Selim'den Bir Anı

Dönem Sultan Yavuz dönemi. Olay bir rivayete göre şöyle başlıyor ama olay gerçekten etkileyici!!

Yavuz Sultan Selim Han dönemimde, İran hükümdarı Şah İsmail, kıymetli mücevherler ile dolu bir hediye sandığı gönderiyor, hünkara.
Sandık açılır içinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar çıkar. Fakat sandık açılır açılmaz aynı anda etrafa pek fena bir koku yayılır. Önce kimse anlam veremez nadide mücevherlerle dolu bu fena kokuya.Sonra mesele anlaşılır. Sandığın dibine insan dışkısı doldurulmuş.
Yani Şah İsmail aklı sıra cihan padişahına hakaret ediyor... (!)
Cihan padişahı emir verir,
"Herkes düşünsün bu edepsizliğe Osmanlı'nın şanına yakışacak bir mukabelede bulunmalıyız."
Ve çözümü yine kendisi bulur...
Aynı şekilde değerli mücevherler ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatılır. Sandığın içine o zamanın en nefis gül kokulu lokumlarından hazırlanmış bir kutu yerleştirilir. Kutunun altına da bir satırlık yazıdan ibaret bir pusula (not) yerleştirilir. Hediye sandığı itina ile süslendikten sonra, Şah İsmail'e gönderilir.
Sandık Şah'ın huzurunda açılır...
Açılır açılmaz etrafa mis gibi gül kokusu yayılır. Mücevher, kumaş vs. gibi hediyeler takdim edildikten sonra Osmanlı Elçisi - Şah'ın tedirgin olmaması için önce kendi tatmak kaydıyla - büyük saygı ve nezaketle, Şah İsmail'e lokumdan ikram eder. Bilahare görevliler huzurda bulunanlara teker teker ikram etmeye başlarlar lokumdan. Şah bütün bu olan bitenlere bir anlam veremez.
Osmanlı Elçisi, Şah'ın şaşkınlığını gidermek için, lokum kutusunun altına iliştirilmiş mütevazi pusulayı uzatır. Pusulayı okuyan Şah'ın yüzünde bu sefer şaşkınlık değil utanç ifadesi vardır.
Not şöyledir :
İSMAİL HERKES YEDİĞİNDEN İKRAM EDER!!!

Kanuni'ni Fransa'ya Mektubu


27 Mayıs 2012 Pazar

Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransuva'ya Mektubu

Ben ki,


Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, Allah'ın yeryüzünde gölgesi, Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Rum'un ve Dulkadir Vilayeti'nin ve Diyarbakır'ın ve Kürdistan ve Azerbaycan'ın Acem'in ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve daha nice memleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dahi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han torunu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım.


Sen ki,


Françe vilayetini kralı Françesko (François, Fransuva)'sun.


Sultanların sığınma yeri olan kapıma, adamın Frankipan ile mektup gönderip, memleketinizin düşman istilasına uğradığını, halen hapiste olduğunuzu bildirip, kurtarılmanız hususunda bu taraftan yardım ve medet istidat etmişsiniz (istemişsiniz). Her ne ki demiş iseniz benim yüksek katıma arz olunup, teferruatıyla öğrendim.


Padişahların mağlup olması ve hapsolması tuhaf değildir. Gönlünüzü hoş tutup, hatırınızı incitmeyiniz. Bizim ulu ecdadımız, daima düşmanı kovmak ve memleketler fethetmek için seferden geri kalmamıştır. Biz dahi onların yolundan yürüyüp, her zaman memleketler ve kuvvetli kaleler fetheyleyip gece, gündüz atımız eğerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır. Allah hayırlar vesile eyleyip meşiyyet ve iradatı neye müteallik olmuş ise vücuda gele. (Allah hayırlar versin ve iradesi ne ise o olsun). Bunun dışındaki vaziyet ve haberleri adamınızdan sorup öğreniniz. Böyle bilesiniz

Alparslan ve Romen Diyojen


Bizans İmparatoru Diyojen, Türkleri Anadolu'dan atmak için ordusuyla Malazgirt Ovası'na doğru yürüyordu.Parayla asker toplamış, Papa'dan yardım almıştı.Üçyüz bin i aşkın ordusu yürürken uzun uzun baktıktan sonra gülüyor ve etrafındakilere,

"Dünyada benim ordum kadar kuvvetli bir ordu olabilir mi?" diye soruyordu.

Etrafındakilerde gülüşüp hep bir ağızdan cevap veriyorlardı:

"Asla İmparator Hazretleri!.. Siz ve ordunuz, Alpaslan'ı dize getireceksiniz."

"Öyle olacak. Alpaslan'ı atımın kuyruğuna bağlayıp sürükleyeceğim veya bir demir kafes içerisinde tüm diyar diyar gezdireceğim!"

1071 yılı Ağustos'unun 25'inci (Cuma) günü iki ordu Malazgir Ovasında karşılaştılar.Alpaslan'ın ordusu düşman ordusunun dörtte biri kadardı.Fakat perva etmiyor, düşmanı yanmek ve Anadolu'yu "ebedî yurt" edinmek için savaşacaklarını biliyor, Allah'a güveniyorlardı.

Borular öttü, kösler vuruldu, kılıçlar çekildi, atlar kişnedi.

Tekbir sesleri Malazgirt Ovasını uzun süre çınlattı.Savaş oldu zafer Müslümanlara güldü.Ve kibirli imprator, Alpaslana esir düştü.

Alpaslan imparatoru çadırına aldırdı.Sordu:

"Sayın İmparator! Tarihle aran nasıl?"

"Hiç okumam."

"Bense çok okurum. Bu yüzden şimdi sen esir, ben de muzafferim." der. "Beni yakalasaydınız ne yapardınız imparator?"

Romen Diyojen, utana sıkıla ve korkarak cevap verdi:

"Ya atımın kuyruğuna bağlar, sürüklerdim veya bir demir kafes içerisinde diyar diyar gezdirirdim."

Tekrar sordu:

"Benim size ne yapacağımı sanıyorsunuz?"

"Ya boynumu vurduracaksınız yahut da benim size yapmayı planladıklarımı yapacak zaferinizle övüneceksiniz"

Sultan Alpaslan, yanındakilere döndü. İmparator'u işaret ederek korkunç bir sesle bağırdı:

"İşte aramızdaki fark! dedi.

Sonra tekrar İmparator'a baktı:

"Sizi serbest bırakacağım ve ülkenize güvenlice dönmeniz için, Tokat'a kadar yanınıza çok sayıda asker vereceğim imparator..."

Romen Diyojen dondu kaldı. Verecek hiçbir cevap bulamadı ve yutkundu yere çöktü.
"Ne kadar yüce olduğunuzu şimdi anlıyorum." diyebildi sadece.

Büyük Olmak İçin Kimseye İltifat Etmeyeceksin.






















BÜYÜK OLMAK İÇİN KİMSEYE İLTİFAT ETMEYECEKSİN.
HİÇ KİMSEYİ ALDATMAYACAKSIN.
ÜLKE İÇİN GERÇEK AMAÇ NE İSE
ONU GÖRECEK,
O HEDEFE YÜRÜYECEKSİN.
HERKES SENİN ALEYHİNDE BULUNACAKTIR, HERKES SENİ YOLUNDAN ÇEVİRMEYE ÇALIŞACAKTIR.
FAKAT SEN BUNA KARŞI DİRENECEKSİN. ÖNÜNE SONSUZ ENGELLER DE YIĞILACAKTIR.
KENDİNİ BÜYÜK DEĞİL
KÜÇÜK, ZAYIF VE ARAÇSIZ,
HİÇ SAYARAK,
KİMSEDEN YARDIM GELMEYECEĞİNE İNANARAK
BU ENGELLERİ AŞACAKSIN.
BUNDAN SONRA DA SANA BÜYÜK DERLERSE,
BUNU SÖYLEYENLERE GÜLECEKSİN.





M. KEMAL ATATÜRK

Türk Devletleri

Geçmişte kurulan Türk Devletlerini şöyle sıralayabiliriz :
İskit-Saka İmparatorluğu
Büyük Hun İmparatorluğu
Avrupa (Batı Hun) İmparatorluğu
Ak Hun İmparatorluğu (Ortadoğu Hunları)
Göktürk İmparatorluğu
Avarlar (Avar İmparatorluğu)
Hazar İmparatorluğu
Uygur İmparatorluğu
Karahanlılar
Gazneliler
Büyük Selçuklu Devleti
Irak Selçuklu Devleti
Suriye Selçuklu Devleti
Kirman Selçuklu Devleti
Anadolu Selçuklu Devleti
Harezmşahlar
Altınordu Devleti (Altınorda)
Kazan Hanlığı
Kırım Hanlığı
Nogay Hanlığı
Kasım Hanlığı
Astrahan (Astırhan) Hanlığı
Sibir Hanlığı
Memluk Devleti
Osmanlı İmparatorluğu
Timur İmparatorluğu
Babür İmparatorluğu
Delhi Türk Sultanlığı
Karakoyunlu Devleti
Akkoyunlu Devleti
Safeviler